Kahraman mı, Hain mi?

Paylaş

4. Louis ölüyor ve patates püresinin başına 15. Louis geçiyor. 15. Louis hiçbir şey yapmıyor, zaman kazanmak için ülkeyi yönetiyor ve idareyi daha kötü durumdayken 16. Louis’ye devrediyor. Bu sonuncusu bir dahi değil fakat iyi niyetli biri. Ülkesinin durumunu inceliyor ve sistem dağılma noktasına geldiyse bunun doğuştan ayrıcalıklı bir sınıf olan aristokratların sadece aşırı güçlerinin tadını çıkardıklarından değil üstelik vergi de ödemediklerinden olduğunu fark ediyor.

6. Louis bu eşitsizlikleri fark ediyor ve ne yapıyor? Kimi zaman toprakları üzerinde terör estiren baronları, kontları ve başka dükleri devirmek için halkın üzerine baskı kurmaya karar veriyor. 16. Louis böylece doğrudan halkın fikrine başvuruyor.
 
Sorun şu ki halk acı çekerken daha çok farkına varıyordu. Ve bu yüzden idarecilere karşı duyduğu öfke dinmek yerine on kat arttı. Bu biraz bir serserinin aniden soyunmasına ve tüm sivilceleri, yaraları, sedef kabuklarını açığa vurmasına benziyor. Şüphesiz bu, önce onun her yerini kaşındırıyordu. Ama onun ne olduğunu bilmediğinden ondan ürkmüyordu. Ve birden öğrendiğinde, gördüğünde ürküyor ve panikliyor. Örtü kaldırılınca pisliğin kokusu çıkar.
 
16. Louis sorunun büyüklüğünün ve her şeyi bir anda çözmenin imkansızlığının farkına varıyor. Böylece, başlangıç için birkaç reform yapmaya karar veriyor. Kendisine bu konuda yardım etmesi için başbakan olarak bir ekonomi uzmanı olan Turgot’yu atıyor. Feodalitenin ayrıcalıklarını yürürlükten kaldırıyor, soylular dahil herkesin ödeyeceği bir vergiyi zorunlu kılıyor.
 
O daha neler yapmamıştı ki? 16. Louis kendisine karşı birleşmiş bir aristokrasiye ek olarak bir de uzun süredir aldatıldığını sonunda anlamaya başlayan bir halkla karşılaşıyor.

Devamını biliyoruz, halk yollara dökülüyor, kral kaçıyor, ihanete uğruyor, tutuklanıyor ve sonunda yargılanıyor, tüm ailesiyle birlikte ölüm cezasına mahkum edilip giyotine gönderiliyor. İşte halk kendisini bağımsızlığına kavuşturmak isteyenlere böyle teşekkür ediyor. Fakat bu kadarla kalmaz. Kanla bastırılan Devrim’den birkaç sene sonra halk, kendini açıkça imparator ilan eden ve daha da büyük ayrıcalıklardan yararlanarak ailesiyle yeni bir soyluluk kavramı oluşturan, yeni bir karizmatik lider seçiyor. Bu yeni imparator, tüm komşularına savaş açmak için bir ordu kuruyor. Bu, ülkeyi bir kez daha yerle bir eden ve bütün bir gençliği karlı Rusya’ya gönderen bir savaştır. Ve en çok şaşılacak şey ise, halkın bu imparatora gerçekten hayran olduğu ve onu uzun süre hatıralarında saklayacağıdır.

 

KAYNAK: Bernard Werber

ayseaksayy@hotmail.com

Yorum

Bu Habere Yorum Yaz

Yorumunuz Editörlerimiz tarafından kontrol edildikten sonra yayınlanacaktır.*