Bugün, edebiyatın çığır açan kalemlerinden Sabahattin Ali’nin ölüm yıldönümü. Öldürülmesinin edebiyat dünyasında derin bir boşluk yarattığı Sabahattin Ali, yazdığı şiirler ve öykülerle Türk Edebiyatı mirasına büyük katkılar sunmuştur.

Sabahattin Ali yazın hayatına ilk olarak şiirle başladı. Yazdığı şiirlerini 1926 yılında Balıkesirde çıkan ve Orhan Şaik Gökyay tarafından yönetilen Çağlayan dergisinde yayımladı. 1926-1928 yılları arası Servet-i Fünun, Güneş, Hayat, Meşale gibi dergilerde de yazdı. Bir yandan şiir çalışmalarına devam ederken bir yandan da öykü yazmaya başladı. İlk öyküsü "Bir Orman Hikayesi" 30 Eylül 1930 tarihinde Resimli Ayda yayımlandı.

Af yasasından yararlanarak hapisten çıktıktan sonra, 1934-1936 yılları arası özellikle Varlık dergisinde yayımladığı "Kanal", "Kırlangıçlar", "Arap Hayri", "Pazarcı", "Kağnı" gibi öyküleriyle dikkatleri üzerine çekti. Anadolu insanına yaklaşımıyla edebiyata yeni bir boyut kazandırdı. Ezilen insanların acılarını, sömürülmelerini dile getirdi ve aydınlar ile kentlilerin Anadolu insanına karşı takındıkları küçümseyici tavrı eleştirdi. 1937de yayımlanan Kuyucaklı Yusuf romanı, gerçekçi Türk romanının en özgün örneklerinden biridir.

Halk şiirinden esinlenerek yazılmış şiirlerini içeren "Dağlar ve Rüzgâr" (1934) adlı kitabı edebiyat çevrelerinde büyük ilgi uyandırdı. Sabahattin Ali, Varlıkta Esirler (1936) adlı üç perdelik bir oyun da yazdı, ancak bu türü de bir daha denemedi.