Ve kadınlar oğlum… Yarısı kadındır insanların; diğer yarısı kadından olma…

Lakin Bir gün biri çıkar ve diğer tüm kadınları unutturur sana. İşte sıkı sıkı sarıl ona. Ahmak olma… Mücadele et. Diren! Gerekirse inat et. Kolay kazanılan ne kadar anlamlıdır ki zaten zor olanın yanında. Ve tabi dua et. Hiçbirinden eksik kalma. Elbet güçlüdür; Şems kaderden kaçamazsın der kaçış da kaderdir lakin kaderi bile değiştirir dua. Ama çabasız dua bile kısmen eksiktir unutma. Sıkı sıkı sarıl ona… Şiir yaz mesela. Şiir dünyayı kurtarmasa da dünyaları anlatır anlayan kadına. Bu yüzden şiir sevmez, vefa bilmez kadın sevme! Yoksa vay haline… Şık olmalı kadın dediğin der Cemal Süreyya… Gelişi, gülüşü, bakışı, duruşu hatta gidişi bile… Acele etme. Her kadın güzel gelir önce; her şeyin güzel geldiği gibi; şehirler bile en güzeldir ilk kez görünce. Acele etme… Bilesin ki kadına not verilmez gitmeden önce. Kadının kalitesini ne zaman anlarsın biliyor musun? GİDİNCE! İnşallah öyle bir kadın sev ki ona hiç puan vereme yani gidişini bilme ve öyle bir kadın sev ki oğlum özleyebil gururla her yanından gidince… İnsanlar tanıdım oğlum gittiği yere kendinden önce kimliği giden ve insanlar tanıdım daha gitmeden kimliğini yitiren. Başkalarının yanında başkası gibi görünen; başkalaşım geçiren. Sen hep sen ol oğlum. Senin başındır her gün secdede rabbine hesap veren. İnsanlar gider, şehirler değişir, sıradanlaşır en başta güzel gelen şeyler. Sen hep sen ol oğlum. Sıradanlaşır bulunduğu yere göre şekilden şekle giren…

Şiir yaz oğlum toplumdur kadın, annedir, eştir. Şiir yaz oğlum; ta ki şiir kadına; kadın şiire yakışana dek… Dik dur; olma ödlek! Kokusunu çek içine, titresin burnunun direkleri de; doyma! Yerine kimseyi koyma. Ama dikkat et oğlum emin olmadan başını göğsüne koyma! Öyle kadınlar tanıdım ki zira yanındayken her şey; uzaktayken hiçtir! Sen hep bildiğini söyle oğlum yalan tiksinçtir. Diyeceksin ki doğru tektir… Değilmiş oğlum; insanlar tanıdım beyaz dediklerine siyah diye yemin eden. Bu beyaz işte ulan deyince gözlerini kapayan, inkâr eden. Yalana inanmışa doğruyu anlatmak kolay oğlum; yalana sarılmışa ise imkânsız… Öyle kadınlar tanıdım ki doğruya yalan diyen; zira işine öyle gelmiştir… Sus oğlum dön sırtını, işte o an o kadının sana hayrı bitmiştir. Bilirim uğradığın haksızlık fazlaca zoruna da gitmiştir. Anlatmayı deneme. Yalan gibi, bulaşan kadında ne kadar güzelse o kadar çirkindir ve bitmiştir. Boş ver oğlum elbet rabbin her şeyin gerçeğini bilmiştir. Öyle kadınlar tanıdım ki oğlum tövbe ederken bile yalan söylemiştir, tövbesini bile yanlış seçmiştir. Üzül ona… Ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır der Anne Frank; çünkü pişmanlık minnetten daha kuvvetlidir. Üzül ona, haksızlığa uğrayanın acısı dinince sıra haksızlık edene gelmiştir.

 Eğer sen doğruysan, rahatsa için oğlum biri çıkacaktır elbet hikâyenin sonunda,

Gelip şöyle söyleyecek kulağına. Geçmişine toprak örtüp, geleceğine asfalt dökeceğim

Gelip söyleyecek kulağına

Yakında, çok yakında.