Rasgele

Paylaş

“Dost meclisi kurduk, sen de gel buyur.” dediler.

Davete icabet etmemek olmazdı, hele ki bir dost meclisine çağrılmışsa gelmemek hiç yakışık almazdı. Geldim, ne mutlu bana ki hoş buldum. Tanışmıyoruz, zamanımız bol; birbirimizi tanıyacak çok vaktimiz olacak diye umuyorum. Sizleri tanımak için inanılmaz bir heyecan duyuyorum, sizse beni benim sizi tanıdığımdan daha çabuk tanıyacaksınız.

 

Korkuyorum, birbirimizi iyi tanıyamamaktan, birbirimize kendimizi iyi ifade edememekten, muhteşem teknolojimize rağmen asrın hastalığı olan doğru iletişimi kuramamaktan korkuyorum. Yine de geldim, mutluluk cesaret istiyor. Burada olmaktan mutlu olacağımı biliyorum; ama korkularımın bana hükmetmesine izin vermektense o cesareti gösterip aranızda yer bulmaya adım atıyorum.

 

“Yazmalı mıyım” sorusunu geçtikten sonra “peki ne yazmalıyım” sorusuna cevap aramaya başladım günlerdir. Bana verilecek bir konu hakkında mı yazmalıyım, bir alan seçip o alanda mı yazmalıyım, ne yazmalıyım, nasıl yazmalıyım? Bu sorular döndü durdu kafamda günlerdir?

 

Rasgele, dedim sonra, içinden geldiği gibi. Samimiyet güzeldir. Samimiyetin verdiği güvenle bastım klavyemin tuşlarına. Bir konum yok, seçtiğim bir alanım yok. İçimden geldiği gibi konuşacağım sizinle, dertleşeceğim, kendime sorduğum soruları soracağım, cevap bulmakta yaşadığım sancıları sizinle paylaşacağım, içimi dökeceğim, ama kendim olacağım.

 

O zaman rasgele dostlar…
 
ayseaksayy@hotmail.com

Yorum

Bu Habere Yorum Yaz

Yorumunuz Editörlerimiz tarafından kontrol edildikten sonra yayınlanacaktır.*