Korkularımızın Günahını Alıyor Olabilir Miyiz?

Bazı korkular giriş kapısını gösteren oklar gibidir. Rengi ve şekli her ne kadar kimsenin hoşuna gitmese de bazen hayat seni daha güçlü kılabilmek adına korkularını kullanır. Bu sahne, ilk dakikalarda bir korku filmi gibi gelebilir. Endişe içinde izlersin çünkü hayat senin görüş mesafeni sahnenin çapı büyüklüğünde kısıtlar ve arka fonu görmene izin verilmez ancak film bittiğinde aslında hiç bir şeyin gerçek olmadığını ve her şeyin sadece bir oyundan ibaret olduğunu anlarsın.
Hayır korkmazdınız!
Çünkü artık biliyorsunuz. Bu sadece birileri tarafından kurgulanmış bir oyun. İşte hayatın bize yaptığı ,bir film setinden başka bir şey değil. Sana yalnızca sahnenin önü gösteriliyor ve arkada yaşananları göremediğin için bunun sadece bir kurgu olduğunu unutuyor, korkmaya başlıyorsun. Oysa bütün gerilim sahneleri plastik makyajlarla gerçekçi bir hale getirilmişti ve o kulübe de bir katille tek başına zannettiğin kızın arkasında yüzlerce insan vardı. Evet, hepsi bundan ibaret! Bu kadar basit ve sıradan...Tıpkı bizim korkularımız gibi!
Aslına bakarsan hayatın bunu yapma sebepleri var. O adrese düz ve kestirme yollardan gitmene müsaade etmiyor. Bazen korkularınla bazen de kendi elleriyle ördüğü duvarlarla seni dar sokaklara sokuyor. . Sen o labirentin içinden hiçbir zaman kurtulamayacağını
düşünürken, yanlış girdiğin ve defalarca geri döndüğün bütün sokakları senin bile haberin olmadan ezberletiyor ve sen artık çıkmaz sokaklarda bile ne yapman gerektiğini öğrenmeye başlıyorsun. Bütün bunları yaparken de korkularını kullanıyor.
Şu hayatta çekindiğin, asla yapamam deyip ertelediğin ne varsa başına geldiğini görürsün ve bir ip ucu da vermez. Hazır ol biraz sonra boş bıraktığın o soruyu tekrar soracağım diye uyarmaz. Sen başka bir soru için hazırlanırken, o, yıllar önce bilmiyorum deyip pas geçtiklerini sorar. Hadi bakalım yeniden.. İstediğin kadar o sayfayı boş bırak! Aynısını tekrar tekrar senin önüne getirecek ta ki sen bir cevap verene kadar..
KAÇAMAZSIN!
İşte bu yüzden, yanlış cevaplar her zaman boş cevaplardan iyidir. O sayfa da beş şık olduğunu düşünürsek ve sen her seferinde yanlış olanı işaretlemiş olsan bile , bu beşinci de kazanacağın anlamına geliyor. Oysa cevaplamadığın her şeyi sonsuza kadar denemek zorunda kalacaksın. Erteleyebilirsin.. ama kaçamazsın.. Bu yüzden önüne ne çıkarsa çıksın denemekten korkma! Rezil de olsan, sonunda dev gibi bir başarısızlığın da olsa, dalga da geçseler, sadece birkaç kez yanılma şansın var.
Bütün bunları sorgularken neyi fark ettim biliyor musunuz? Hayat bize başarıyı korkularımızı kullanarak veriyor. En büyük korkun en büyük başarın oluveriyor. Zaman zaman korkuların gerçek bir hayata açılan kapılar olduğunu düşünüyorum.
Başarının okları korkulardır..
Bundan yıllar önce hiçbir konuda başarılı olamayacağıma dair kurduğum hayallerin zirvesindeydim. Hayat bana bunun tam tersini ispat etmek için endişelerimi kullandı ve onların bir başarıya nasıl dönüştüklerini izlememe izin verdi.
Korktuğun şeylerin başına gelmesine izin ver. Defalarca denemek korkutur, o zaman defalarca dene! Zaman korkutur, o zaman bekleyebildiğin kadar bekle! Başarısız olmak korkutur, o zaman olabildiğin kadar başarısız ol! Rezil olmak korkutur, o zaman rezil ol! Acı çekmek korkutur ,o zaman kalbinin acı çekmesine izin ver!
Korktuğun ne varsa bırak başına gelsin. Bunun anlamı hayatın gerçek bir başarıyı sana vermesi için kendine buradan bir yol bulmasıdır. İşte bu yüzden hayat hep korkularımıza oynar..
Hayatın gerilim sahnelerinde arka tarafta olanları hatırla ve her şeyin sadece bir kurgu olduğunu unutma! İnsanlar o korku filmlerini para kazanmak ve alkışlanmak için çeker. Hayatta o korkuları daha iyi bir yaşam için planlar..
Ne dersiniz? Korkularımızın günahını alıyor olabilir miyiz?
Unutma!
Önce korkarsın ve filmin sonunda korktuğun şeyi alkışlarsın!
Yorum